
VOLITAN;
International Design Award 2007:
- Dünyanın En İyi Deniz Aracı Ödülü,
- 2007 Dünyanın En İyi Ulaşım Aracı Ödülü;
Green Dot Awards 2008:
- Dünyanın En Çevreci Ulaşım Aracı Ödülü,
(Tasarımcı: Dr. Hakan GÜRSU (ODTÜ); Sözüm DOĞAN (ODTÜ)
VOLITAN, güneş ve rüzgar enerjisi kullanarak hareket eden, deniz suyundan tatlı su çevrimini gerçekleştiren, karbondioksit atık üretmeyen, geleceğin alternatif teknelerinden birisi olarak tasarlanmıştır. Güneş panellerini hareketli katı yelkenler olarak kullanan, tekne dışında yer alan 2 adet hareketli elektrik motoru ile desteklenmektedir. Volitan nokta dönüşü yapabilen ilk deniz aracıdır. Yakıt bağımlılığını tamamen ortadan kaldıran, 18 - 20 deniz mili ile gece ve gündüz sürekli yolculuk yapabilen ayrıca yüksek manevra gücüne sahip, 32 m. boyunda bir yolcu teknesidir. Kurşun şarj pilleri yerine jel akü kullanımı ile çevre duyarlılığını pekiştimektedir. Yelkenlerin tasarlandığı şekli itibarı ile mevcut denge sorunlarına getirdiği çözümlemeler başta olmak üzere, tekne tasarımında devrim kabul edilebilecek pek çok yeniliği içinde barındırmaktadır. IDA 2007 tasarım oscar ödüllerini iki daldan birden kazanmış ve uluslararası otoritelerce de 2040 yılının teknesi olarak kabul edilmektedir.

Fransız hükümetinin desteklediği geleceğin projesi olan “GERRI”; 2030 (Green Energy Revolution 2030) tam geri dönüşümlü ada-kent (Renuion Adası) uygulamasında deniz aracı olarak da seçilmiş bulunmaktadır. ABD ‘nin yüksek tirajlı Popular Science Dergisinin Temmuz 2008 20.06.2008 sayısında
( http://www.popsci.com/environment/article/2008-06/sun-powered-sailboat )
kapak ve orta sayfalarda detaylı bir şekilde yer alan ilk Ulusal Proje olarak da tarihe geçmiştir.
Bilindiği gibi VOLITAN, Tasarım Oscar’ları kabul edilen IDA 2007 de büyük ödülü iki dalda ülkemize getirmeyi başarmıştı. Volitan ODTÜ öğretim üyesi Dr. Hakan GÜRSU başkanlığındaki DESIGNNOBIS ekibinin dünyada saygı uyandıran ürünüdür. Bir Türk Tasarım Ürünü olarak dünyada büyük ilgi uyandıran VOLITAN Projesi, Dünya Çevre Oscarları (Green Dot Award) kabul edilen bu yarışmada da ulaşım dalında büyük ödüle layık bulunmuştır. Uluslararası başarıları ile haklı grurumuz olmayı başaran Dr Hakan GÜRSU ve Ekibi (ODTÜ); Uluslararası çevre oscarlarında da 3 ödül birden kazanması ile ulusal çevre duyarlılığımızı dünyaya duyurmak yönünde de önemli bir başka misyonu başarı ile tamamlamış bulunmaktadır.



























Diyelim ki, normal bir fırında bir keki pişiriyorsunuz. Kekler normal olarak 170-180 derecede pişirilirler. Ama siz fırını yanlışlıkla 250 dereceye ayarlarsanız, olacak olan, kekin daha içi ısınmamışken, dışının yanmasıdır. Normal bir fırında, ısı önce yemeğin piştiği kap sonrada yemeğin dışı ile temas eder ve oradan içine doğru yayılır. Fırının içinde ısınan kuru hava da, kekin içi hala nemli iken dışını kurutur ve kahverengi bir kabuğun oluşmasına yol açar. Bir mikrodalga fırında kullanılan, yani yiyeceğin üzerine gönderilen mikrodalgalar 2.500 megahertz frekansındaki radyo dalgaları boyutunda olup, frekansları FM radyo bandı frekansının yaklaşık 20 mislidir. Bu frekanstaki radyo dalgalarının ilginç bir özelliği vardır. Su, yağ, şeker tarafından çok rahat emilmelerine rağmen plastik, cam, seramik gibi malzemeler, nitrojen ve oksijen gibi gazlarca emilmezler ve tekrar gerisin geriye yansıtılırlar. Sık sık mikrodalga fırınların, yiyeceği içinden dışına doğru ısıttığını duyarsınız. Bu doğru değildir. Dalgalar doğrudan yiyeceğin yağ ve su moleküllerini etkilerler. Yani yiyeceğin dışından başlayıp içine doğru ilerleyen veya tam tersi yönde bir ısınma söz konusu değildir. Su ve yağ molekülleri yiyeceğin her tarafına dağılmış olmaları sebebi ile ısınma da aynı zamanda her yerde olur. Tabii ki bazı sınırlamalar da vardır. Radyo dalgaları yiyeceğin daha kalın ve yoğun kısımlarından farklı şekilde direnç görerek geçtiklerinden, yiyecekte farklı sıcaklıkta noktalar oluşabilir. Radyo frekansındaki bu mikrodalgalar, oksijen ve nitrojen tarafından emilmedikleri için, mikrodalga fırında bulunan ve çoğunlukla bu gazları içeren hava da, diğer fırınlardaki gibi sıcak olmayıp, oda sıcaklığındadır. Bu da ısınan hava tesiri ile yiyecekte, kızarmış bir kabuk oluşmasına mani olur. Bir mikrodalga fırına, giysilerinizden birini koyarsanız, kumaş aniden ısınır ve içerdeki havayı da ısıtır. Kumaş yanmasa da normal bir fırında olacağı gibi kumaşın yüzeyinde kırışık bir kabuk oluşur. Daha ilginci, bir mikrodalga fırını içine bir kahve fincanı içinde su koyarsanız, fincanın içindeki suyun ısısı, suyun kaynama noktasını geçtiği halde, suyun kaynamadığını, hava kabarcıklarının çıkmadığını görürsünüz. Bu suyu fırından alır, içine bir kahve kaşığı sokar veya onu içinde kahve bulunan bir kaba dökerseniz, aniden kabarcıklarla kaynayacak ve hatta taşacaktır.